logo

Sağlıklı ve mutlu günlere...

Hafif, ferah ve sağlıklı bir hayata ulaşmak için yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız; binlerce başarılı danışman ve yılların tecrübesiyle yanınızdayız.
Çalışma Saatlerimiz
Monday - Friday 09:00 - 17:00
Saturday - Sunday KAPALI
Galerimizden...

Pazartesi - Cumartesi 9.00 - 17.00 Pazar KAPALI

Turgut Özal Mahallesi 2167. Sokak No:3B Akkent 6 Twins B Blok No:46 Batıkent / ANKARA

Yukarı
Diyetisyen Merve KUŞCU / Makaleler  / UNESCO Miraslarından -Akdeniz Diyeti

UNESCO Miraslarından -Akdeniz Diyeti

Klasik Akdeniz diyeti; zeytinyağı, sebze,  meyve,  tam  tahıl,  kuru baklagil,  yağlı  tohum ve sert kabuklu meyve tüketiminin yüksek miktarda; balık  ve  süt  ürünlerinin  orta  miktarda,  et tüketiminin  ise  düşük  miktarda  ve  şarap tüketiminin orta miktarda olduğu diyet modelidir. Bu diyetin yüksek miktarda posa, tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri, antioksidanlar  ve  biyoaktif  bileşikler  içermesi nedeniyle sağlık üzerinde olumlu etki sağlayabileceği düşünülmektedir.

Akdeniz Diyeti ve Obeziteyle İlişkisi

Obezite yanında birçok yandaş hastalığı getiren bir sağlık sorunudur. Vücut ağırlığı kaybının sağlanması ile hastalık riskinin azaldığı, kan değerlerinin normale döndüğü bilinmektedir. Obez bireyler üzerinde yapılan 5 yıl süren bir araştırmada Akdeniz diyetine uyan bireylerin beden kütle indeksinin , bel ve kalça çevrelerinin daha düşük olduğu saptanmıştır.

Akdeniz Diyeti ve Tip 2 Diyabet ile  İlişkisi

Her  1  kg  vücut  ağırlığı  artışının  Tip  2  diyabet riskini  %7.3  artırdığı  saptanmıştır. Özellikle bel çevresindeki yağlanma insülin direnci riskini artırmaktadır. Yapılan bir çalışmada Akdeniz diyeti skoru ile bel çevresi arasında ters ilişki olduğu  belirlenmiştir. Akdeniz diyetinin ağırlık kontrolünü  sağlaması sonucu Tip 2 diyabet riskini de azaltabileceği öne sürülmektedir. Akdeniz  diyetine uyumu yüksek  olanların,  düşük olanlara göre Tip 2 diyabet riskinin %12 daha düşük olduğu  belirlenmiştir.

Akdeniz Diyeti ve Kardiyovasküler Hastalıklar ile  İlişkisi

Kuzey Avrupa veya Amerika ile karşılaştırıldığında, Güney Avrupa ülkelerinde,  koroner kalp hastalığı insidansının daha düşük  olduğu  belirlenmiştir. Bu  farkın  Akdeniz  diyeti  ile  ilişkili  olabileceği düşünülmektedir. 76.000 kadının dahil edildiği 20 yıl süren bir çalışmada Akdeniz diyetine uyumu  yüksek  olan  grubun  uyumu  düşük  olan gruba göre kardiyovasküler hastalık riskinin %22 daha  düşük  olduğu  belirlenmiştir. Yapılan başka bir çalışmada Akdeniz diyetine uyum artıkça total  kolesterol  oranının azaldığı,  HDL  kolesterol (iyi kolesterol ) düzeyinin  yükseldiği saptanmıştır. 20-70 yaş arası yaklaşık 40.000 kişinin dahil edildiği  çalışmada  bireyler  12  yıl  izlenmiştir. Akdeniz diyeti skorundaki her 2 puanlık artışın kardiyovasküler  hastalık  riskini  %5  düşürdüğü saptanmıştır.

Akdeniz Diyeti ve Kanser

Kanserlerin %10-15’inin, kalıtımsal olduğu yani ebeveynlerden gelen genlerle aktarıldığı, geriye kalan %85-90’lık kısmını ise yaşam boyunca canlı hücrelerdeki DNA’nın, mutajenlere maruz kalması, hücre DNA’sındaki progressif değişiklikler ve replikasyonda hatalar oluşması ile şekillendiği düşünülmektedir. DSÖ’ye göre, kansere bağlı ölümlerin yaklaşık% 35’i, obezite ve fiziksel aktivite eksikliğinin belirgin bir rol oynadığı değiştirilebilir risk faktörlerine bağlanmaktadır. Beslenmenin hastalıktaki payı çevre koşulları içine alındığında %70-75, yalnız değerlendirildiğinde ise %30-45’e ulaştığı kabul edilmektedir. Akdeniz diyet modelinde antioksidan, anti-proliferatif ve anti-anjiogenik özelliklere sahip, tümör büyümesini azaltabilen birçok bileşik ve besin maddesi bulunmaktadır. Diyet içerisindeki farklı besin maddelerinin tek başına kanserden koruyucu olabileceği hakkında fikirler ortaya sürülse de Akdeniz diyet modeline atfedilen sağlık yararı tek bir besin türünden değil, diyetin toplam yararından gelmektedir. Aynı zamanda işlenmiş ürünlerin diyette yer almaması ve zararlı bileşiklerin oluşumunu tetikleyen pişirme yöntemlerinin kullanılmaması diyetin ekstra yararlarından sayılabilmektedir.

Akdeniz Diyeti ve Mikrobiyota

Akdeniz diyetinin mikrobiyota ile ilişkisinin sebze, meyve, tahıl (özellikle tam tahıl), sert kabuklu meyve ve kuru baklagil, doymamış yağ asidi (özellikle tekli doymamış yağ asidi) tüketiminden kaynaklı olduğu bildirilmiştir.  Düşük doymuş yağ asidi ve yüksek tekli doymamış ile çoklu doymamış yağ asidi alımıyla inflamatuar sinyal azalmaktadır.  Yapılan bir çalışmada Akdeniz  diyetiyle  mikrobiyom çeşitliliğinin   ve yararlı bakterilerin  (Bacteroidetes,        Lactobacilli,        Bifidobacteria, Faecalibacterium, Oscillospira, Roseburia,   Ruminococci,   Clostridium   cluster   XIVasayılarının)  arttığını, zararlı bakterilerin (Firmicutes ve Proteobacteria) sayılarının  ise  azaldığını  ve  bu  durumun  KZYA( kısa zincirli yağ asidi)  ve bağırsak  homeostazında  artış,  bağırsak  disbiyozisi, patojenler ve bağırsak geçirgenliğinde ise azalmayla sonuçlandığı bildirilmiştir.  Sonuç olarak bağırsak mikrobiyotasındaki tüm bu değişiklikler oksidatif stres, inflamasyon ve kronik hastalık riskinde azalma, insülin duyarlılığı ve immün fonksiyonlarda artış ile ilişkilendirilmiştir.

SONUÇ

Besin çeşitliliği ile öne çıkan Akdeniz diyetinin, başta kalp ve damar hastalıkları, Tip 2 diyabet ve obezite olmak üzere çeşitli kronik hastalıklardan koruyucu   etkisi   olduğu   vurgulanmaktadır. Akdeniz  diyetinin  sağlık  üzerindeki  koruyucu etkisi  besin  çeşitliliği  ile  alınan  posa,  çeşitli vitamin,  mineraller  ve  çok  sayıda  biyoaktif bileşen  ile  ortaya  çıkmaktadır. Akdeniz diyetinin temelinde zeytinyağı tüketimi vardır. Fazla besin çeşidi içermesiyle Akdeniz diyeti inflamasyonun azaltılmasından, kronik bulaşıcı olmayan hastalıkların korunmasına kadar sağlığı korumada çok önemli etkiye sahip olduğu kanıtlanmıştır.

Akdeniz diyeti UNESCO tarafından insanlığın manevi kültürel mirası olarak seçilmiştir.  Sürdürülebilir en iyi diyetlerden biridir. Akdeniz diyeti 20. Yüzyılın ortalarına kadar Akdeniz bölgesindeki ülkelerde beslenme alışkanlıklarının temeliyken , günümüzde ise batı tarzı beslenme yaygınlaşmıştır.

KAYNAKÇA

Barbaros Burcu, Kabaran Seray, Akdeniz Diyeti ve Sağlığı Koruyucu Etkileri, Beslenme ve Diyet Dergisi 2014:42(2):140-147

UÇAK Selin, KIZILTAN Gül, Akdeniz Diyeti ve Kanser, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2021, 6(2), 105-121

ÖZER Emine Rumeysa, TEKİNŞEN Kemal Kaan, Akdeniz Diyeti ve Sağlık, Akademik Et ve Süt Kurumu Dergisi, (2), 13-23

Ayyıldız Feride, Yıldıran Hilal, Farklı Diyet Modellerinin Bağırsak Mikrobiyotası Üzerine Etkisi, Beslenme ve  Diyet Dergisi 2019;47(2):77-86

Merve Kuşcu

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.