
ANOREKSİYA NERVOZA
ANOREKSİYA NERVOZA
Anoreksiya Nervoza Nedir?
Tanım: Kelime anlamı olarak ‘’sinirsel iştah kaybı’’ olarak tanımlanan Anoreksiya Nervoza, ciddi tıbbi komplikasyonlara ve psikolojik bir morbiditeye (hastalığa) yol açabilen psikiyatrik bir hastalıktır. Anoreksiya Nervoza, bireyin kendisini aşırı kilolu hissetmesiyle tetiklenen, yemek yeme davranışını kısıtlayarak aşırı kilo kaybına yol açan bir yeme bozukluğudur. Çoğu zaman, kişi vücut imajını bozarak, sağlıklı olmasına rağmen kendisini şişman olarak algılar.
Beden Algısı: Anoreksiya Nervoza’nın temel özelliği, bireyin kendi bedenine yönelik yanlış ve bozuk algılar geliştirmesidir. Kişi, normal vücut ağırlığına sahip olsa bile sürekli olarak vücudunun fazla kilolu olduğunu düşünür.
Sosyal ve Kültürel Etkiler: Anoreksiya, modern toplumda güzellik ve zayıflık üzerine kurulu baskılar nedeniyle daha yaygın hale gelmiştir. Özellikle medya ve sosyal medya, estetik baskılar ve ince beden idealizmi, hastalığın gelişimine zemin hazırlayabilir.

Anoreksiya Nervoza İçin Tanı Kriterleri
Anoreksiya nervoza 1980 yılına kadar şizofresi,depresyon kategorisine girebiliyordu. DSM III ile birlikte yeme bozuklukları başlığı altında ayrı bir tanı haline geldi.
Enerji alımının gereksinimlere göre kısıtlanması sonucu yaş , cinsiyet ,fiziksel gelişim açısından önemli ölçüde düşük vücut ağırlığı.
Kilo alma veya şişmanlama konusunda yoğun korku veya önemli ölçüde düşük bir kiloda olsa bile kilo alımına müdahale eden kalıcı davranış.
Mevcut düşük ağırlığının sağlık üzerine olumsuz etkisini reddetmek ve sürekli vücut ağırlığını ve şeklini kontrol etmek.
Görülme Sıklığı :
Sonuçları ve gelişen komplikasyonlar açısından ciddi riskler taşıyan Anoreksiya Nervoza kadınlarda erkeklere oranla on kat daha sık görüldüğü belirtilmektedir. Yaygın olarak genç kadınlarda görülmesiyle bilinen Anoreksiya Nervoza nadir de olsa orta yaşlı kadınlarda ve genç erkeklerde de görülebilmektedir.
NASIL GELİŞİR?
Genetik Faktörler: Ailede anoreksiya geçmişi olan bireylerde, bu hastalığı geliştirme riski artar. Ayrıca, depresyon, anksiyete gibi ruhsal hastalıklar anoreksiya gelişimi riskini arttırabilir.
Beyindeki Kimyasal Dengesizlikler: Beynin, yeme davranışını kontrol eden bölgelerinde kimyasal dengesizlikler (serotonin gibi nörotransmitterler) anoreksiya riskini artırabilir. Bu durum, hem psikolojik hem de fizyolojik düzeyde bozulmalar yaratabilir.
Psikolojik Durumlar: Anoreksiya, çoğunlukla düşük benlik saygısı, mükemmeliyetçilik, kontrol takıntısı ve kaygı gibi psikolojik sorunlarla ilişkilidir. Kişi, bedenini kontrol ederek bu içsel çatışmalarla baş etmeye çalışabilir. Anoreksiya Nervoza hastalarının kalori hesaplamak, sık sık tartılmak, yemekleri küçük parçalara ayırmak gibi obsesif davranışlarda bulundukları saptanmıştır.
Çevresel Etkenler: Aile içindeki baskılar, toplumsal güzellik anlayışları, arkadaş grubu etkileri ve özellikle sosyal medya, anoreksiya gelişiminde önemli bir rol oynar. Birçok genç, “ideal” beden görüntülerini sosyal medyada gördükçe bu tip yeme bozukluklarına daha yatkın hale gelebilir. Kilosu nedeniyle annesinin ve babasının alaycı tutumuna maruz kalan genç kadının beden imajı bu durumdan etkilenir ve özellikle annesinin eleştirileri genç kadının kilo kaygılarını etkileyebilir ve kilo vermeye çalışabilir. Yeme bozukluğu olan hastaların annelerinin de kilolarını fazla buldukları ve daha zayıf olmak istedikleri bilinir.

BELİRTİLER
Fiziksel Belirtiler
Aşırı kilo kaybı veya sağlıksız derecede düşük vücut ağırlığı.
Menstrüel döngüde bozukluklar (kadınlarda adet görmeme).
Zayıf kas tonusu, yorgunluk, baş dönmesi.
Soluk cilt, saç dökülmesi, kuru cilt
Özellikle kilo kaybı daha şiddetli hale geldikçe, Anoreksiya Nervoza’lı hastalarda gastroparezi (geciken mide boşalması) ve kabızlık yaygındır.
Psikolojik Belirtiler:
Kişi, yemek yeme konusunda takıntılı hale gelir. Aynı zamanda bedenini sürekli inceleme, yağ oranı hakkında sürekli endişelenme gibi psikolojik belirtiler gözlemlenebilir.
Kendisini şişman hissetme, vücut algısında bozulmalar.
Mükemmeliyetçilik, düşük benlik saygısı.
Kişi sosyal etkinliklerden kaçınır, yemek masalarında bulunmamayı tercih edebilir, arkadaşlarıyla yemek yeme zamanlarını sınırlayabilir.
Davranışsal Belirtiler:
Aşırı egzersiz yapma, yemek yedikten sonra kusma ya da laksatif kullanma.
Kişinin önceki yeme alışkanlıkları hızla değişebilir. Örneğin, kişi normalde düzenli yemek yerken, birden yemeklerden kaçınmaya başlayabilir.
Ayrıca, yemek saatlerini gizleme ve yemekleri küçük parçalara ayırma gibi davranışlar da anoreksiya belirtisi olabilir.
Tedavi Yöntemleri
Fiziksel ve zihinsel sağlık açısından, Anoreksiya Nervozalı ergenlerde erken müdahale esastır. Hastalığın ilk 3 yılında tedavi sağlanmadığı sürece, tedavi nihayetinde sağlandığında bile sonuçlar zayıftır.
Psikoterapi: En yaygın tedavi yöntemi, bilişsel-davranışsal terapi (BDT) gibi terapiler ile kişinin yeme bozukluğu üzerindeki düşünce ve davranışlarını değiştirmek. BDT, yanlış düşünceleri düzelterek kişinin sağlıklı bir beden algısı geliştirmesine yardımcı olabilir.
Beslenme Danışmanlığı: Anoreksiya tedavisinde beslenme danışmanlarının rolü çok büyük. Sağlıklı ve dengeli bir diyetin oluşturulması, kilo alımını izlemek ve yeme düzenini iyileştirmek önemlidir.
İlaç Tedavisi: Antidepresanlar veya anksiyolitikler, hastaların depresyon veya anksiyete gibi eşlik eden psikiyatrik durumları için reçetelenebilir.
Aile Terapisi: Aile desteği tedavi sürecinde çok önemlidir. Aile üyeleri hastayı anlayarak, tedavi sürecinde aktif rol alabilirler.
Hastaneye Yatma (Ağır Durumlar): Eğer kişi hayatı tehdit eden bir noktada ise, hastaneye yatış gerekebilir. Burada hem beslenme desteği sağlanır hem de psikolojik tedavi uygulanır.
ÖNEMLİ NOKTALAR
Ergen hastalarda bile erken osteopeni(kemik zayıflaması) ve osteoporoza(kemik erimesi) yol açabilen belirgin kemik mineral yoğunluğu kaybı meydana gelir ve bu kayıp kalıcı olabilir.
Hastalar ayrıca genelleşmiş beyin atrofisi, hasarlı gri ve beyaz madde ve tedaviden sonra devam eden bilişsel eksikliklere sahip olabilir.
Anoreksiya Nervoza , tüm psikiyatrik hastalıkların en ölümcülüdür. Ölüm oranları %5,2 kadar yüksektir ve hastaların intihar riski 10 kat artmıştır. Anoreksiya Nervoza’lı hastalarda ölümlerin yaklaşık %20’si intihar sonucudur.
KAYNAKÇA
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1065400
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1065400
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2834820
Amerikan Psikiyatri Birliği. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı. 5. bas. Washington (DC): Amerikan Psikiyatri Birliği; 2013
https://www.magonlinelibrary.com/doi/full/10.12968/hmed.2020.0099
https://doi.org/10.1192/bjp.bp.110.087585 Crossref, Medline, Google Bilgini
Cleveland Clinic Tıp Dergisi Haziran 2020, 87 (6) 361-366; DOI: https://doi.org/10.3949/ccjm.87a.19084
Hudson JI, Hiripi E, Pope HG Jr., Kessler RC . Ulusal Komorbidite Araştırması Çoğaltmasında yeme bozukluklarının yaygınlığı ve korelasyonları. Biol Psikiyatri 2007; 61(3):348–358.doi:10.1016/j.biopsych.2006.03.040
amal N, Chami T, Andersen A, Rosell FA, Schuster MM, Whitehead WE
Anoreksiya nervoza ve bulimia nervozada gecikmiş gastrointestinal geçiş süreleri. Gastroenteroloji 1991; 101(5):1320–1324. doi:10.1016/0016-5085(91)90083-w